ASGARÎ ÜCRET KÖLELİKTİR, KÖLELİK DÜZENİNE SON!

SAĞLIK İLKE-SEN ve EĞİTİM İLKE-SEN Eminönü Meydanında, 2017 yılı için belirlenen asgarî ücreti protesto etti. Eyleme TOKAD ve ÖYB de destek verdi.

Eğitim İlke-Sen Genel Başkanı Ahmet Örs, eyleme Ortaköy’deki katliamı kınayarak başladı ve “Ülkemiz ve Ortadoğu’da katliamların olmadığı bir geleceği Rabbimizden diliyoruz.” dedi.

İşçi temsilcisi Arslan Tuncay ile İşçi-Der Genel Başkanı Adnan Kondak da birer konuşma yaparak eyleme destek verdiler.

Topluluk adına basın açıklamasını okuyan Eğitim İlke-Sen Genel Başkanı Ahmet Örs, konuşmasının başında milyonlarca emekçinin asgari ücret seviyesiyle istihdam edildiğini, milyonlarca insanın asgari ücreti bölüşerek yaşadığını hatırlattı ve “Bugün Türkiye’de yoksulluk sınırı, yani dört kişilik bir ailenin temel barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi giderleri için sahip olması gereken en düşük gelir 4665 liradır. Diğer tüm ihtiyaçların dışında sadece beslenme gideri, yani açlık sınırı ise 1432 liradır. Dikkat ediniz, dört kişilik bir ailenin sadece beslenme gideri 1432 liradır! Ancak gelin görün ki iktidar ve sermaye sahipleri ekonominin gerçeklerini gerekçe göstererek emekçi kardeşlerimizi, yoksullukla boğuşan ailelerimizi 1404 liralık açlık ve sefalet ücretine mahkûm etmekten çekinmemişlerdir!” dedi.

Devlet kuruluşu olan TÜİK’in, 2017 yılı için tek bir kişinin asgarî geçim standardını 1667 lira olarak belirlediğinin hatırlatan Örs, konuşmasını “Maalesef devletin kendi kurumuna bile Asgari Ücret Tespit Komisyonu itibar etmemiş, bu rakamın çok çok altında bir ücreti işçilere dayatmıştır.” diye sürdürdü.

Asgari Ücret Tespit Komisyonunu bir tiyatroya benzeten Ahmet Örs, bu düzenin bir kapitalist sömürü düzeni olduğunun bilinmesi gerektiğini vurgulayıp “Sermaye sahiplerine göre işçiler, emekçiler sadece birer gider kalemidir. Bir maliyet unsuru olarak görürler çalışanlarını. Onlar emekçi kardeşlerimizi insani özellikleriyle tanımak istemezler. Egemen ve efendi sınıflar için işçiler, kullanılıp maliyetleri fazlalaştıkça bir kenara atılması gereken makinelerden başka bir şey değildir. Kapitalist üretim biçimi bu nedenlerle tümüyle reddedilip aşılmalı, yeni bir üretim ve paylaşma modeli benimsenmelidir.” diye konuştu.

Yoksul emekçi kitlelerin 2017 yılında da açlık sınırının altına mahkûm edildiklerinin altını çizen Örs,  “Âlemlerin Rabbine teslim olarak “Fekkü Raqabe” (Kölelere Özgürlük!) çağrısının müntesipleri olan mü’minler köleci kapitalist düzenle hesaplaşmak, adaletin sancağını yükseltmekle mükelleftir.” dedikten sonra konuşmasını “Şu dünyada olup biten her türlü zulüm efendi-köle gerilimini beslemek için vâr edilmişse bu zulümlerin temel çelişkilerine yönelen, oradan bütüne ilerleyen bir siyasal kavrayış ve mücadele biçimine ihtiyaç duyma bilinciyle sesimizi yükseltmeliyiz!” çağrısıyla tamamladı.

Eylem boyunca “Asgari ücret köleliktir, Kahrolsun kapitalist yağma düzeni, Hakça bölüşüm adil paylaşım, Kahrolsun kapitalist köle düzeni, Tevhid adalet özgürlük” gibi sloganlar atıldı, tekbir getirildi.

Eylemde okunan açıklamanın tam metni şu şekilde:

ASGARÎ ÜCRET KÖLELİKTİR, KÖLELİK DÜZENİNE SON!

   Bismillahirrahmânirrahîm

   Kıymetli arkadaşlar,

Bugün 1 Ocak 2017. Bugün yeni yılın ilk günü.

Her sene olduğu gibi yeni yılın ilk gününde yine meydanlardayız.

Her bir yeni yıla adalet ikliminden daha da uzaklaşarak girdiğimiz için meydanlara çıkıyoruz.

Her bir yeni yıl yoksul emekçi halkımıza umut, güven, adalet getirmediği için meydanlara çıkıyoruz.

   Kardeşler,

Milyonlarca emekçi asgari ücret seviyesiyle istihdam ediliyor.

Milyonlarca insan asgari ücreti bölüşerek yaşıyor.

Bugün Türkiye’de yoksulluk sınırı, yani dört kişilik bir ailenin temel barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi giderleri için sahip olması gereken en düşük gelir 4665 liradır.

Diğer tüm ihtiyaçların dışında sadece beslenme gideri, yani açlık sınırı ise 1432 liradır. Dikkat ediniz, dört kişilik bir ailenin sadece beslenme gideri 1432 liradır!

Ancak gelin görün ki iktidar ve sermaye sahipleri ekonominin gerçeklerini gerekçe göstererek emekçi kardeşlerimizi, yoksullukla boğuşan ailelerimizi 1404 liralık açlık ve sefalet ücretine mahkûm etmekten çekinmemişlerdir!

Ayrıca çok ilginç ve çarpıcı bir durumu da burada hatırlatmış olalım:

Bir devlet kuruluşu olan TÜİK, 2017 yılı için tek bir kişinin asgarî geçim standardını 1667 lira olarak belirlemiştir.

Maalesef devletin kendi kurumuna bile Asgari Ücret Tespit Komisyonu itibar etmemiş, bu rakamın çok çok altında bir ücreti işçilere dayatmıştır.

   Adaleti arayan dostlar, kıymetli halkımız,

Asgari Ücret Tespit Komisyonu gibi göstermelik çalışmalara zaten itibar etmiyoruz.

İktidar ve sermayenin ağırlıkta olduğu, yandaş sendikanın teslimiyetten başka bir rol üstlenmediği bir tiyatrodan adaletin tecellisine matuf olarak elbette bir umudumuz yoktur.

Bu bir kapitalist sömürü düzenidir.

Bu gerçeği kabulle meseleleri ele almak icap eder.

Sermaye sahiplerine göre işçiler, emekçiler sadece birer gider kalemidir. Bir maliyet unsuru olarak görürler çalışanlarını.

Onlar emekçi kardeşlerimizi insani özellikleriyle tanımak istemezler.

Egemen ve efendi sınıflar için işçiler, kullanılıp maliyetleri fazlalaştıkça bir kenara atılması gereken makinelerden başka bir şey değildir.

Kapitalist üretim biçimi bu nedenlerle tümüyle reddedilip aşılmalı, yeni bir üretim ve paylaşma modeli benimsenmelidir.

   Kardeşler,

Bütün kriz dönemlerinde fatura emekçilere kesiliyor. Zaten mağdur edilegelen emekçi kitleler kriz söylemi ile daha da eziliyorlar.

İşin ilginç yanı şudur ki büyülü ekonomik büyüme rakamları açıklandığında da işçiler açlık sınırının altında çalıştırılıyorlardı, kriz dönemlerinde de aynı zulme maruz bırakılıyorlar!

Kapitalist sömürü düzeninde yalan ve gerekçe bitmiyor.

Hakça bölüşen, adil paylaşan bir düzen olmadıkça zulüm ve sömürü düzeni yalan ve kandırmacalarla devam edecek.

Ülkemizde, Ortadoğu’da acılar, savaş ve çatışmalar derinleşip yaygınlaşıyor.

Siyasal ve ekonomik iniş çıkışların hepsi müstekbirlerle mustazafların, efendilerle ezilenlerin pozisyonlarına ayarlanmış durumdadır.

Hiçbir gelişme, hiçbir sömürü ve zulüm birbirinden kopuk değildir.

Bunu böylece bilip ona göre bir siyaset ve toplumsal mücadele hattı inşa etmedikçe adaletin ikamesi mümkün olmayacaktır.

   Kıymetli halkımız,

Asgari Ücretlinin bir kez daha kölelik koşullarına mahkûm edildiği şu vasatta son derece çarpıcı bazı hakikatleri hatırlatmamız icap ediyor:

1 Ocak 2016’da bir dolar 2.91 liraydı. 1300 TL olan asgari ücretin karşılığı da 447 dolardı. Bu yıl ise asgari ücret net 1404 TL ancak dolardaki yükseliş nedeniyle asgari ücret 396 dolar ediyor.

Yine Asgarî Ücret açlık sınırının altında kalırken BDDK verilerine göre, ocak-kasım döneminde bankaların net kârı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47 artışla 35 milyar liraya ulaşmıştır.

2000 yılında en zengin %1’in serveti %38 iken 2014 yılında %55’e çıkmıştır.

   Yani emekçiler yoksullaşırken bankalar, egemenler semirmiştir.

Ayrıca BES soygunu nedeniyle gelirlerinin yüzde 3’ü kesileceğinden asgari ücretli bir işçinin ücretinden 53.3 TL kesinti yapılacak. Yani asgari ücret artışının yarısı, bireysel emekliliğe gidecek!

   Değerli dostlar,

Yoksul emekçi kitleler 2017 yılında da açlık sınırının altına mahkûm edildiler.

Âlemlerin Rabbine teslim olarak “Fekkü Raqabe” (Kölelere Özgürlük!) çağrısının müntesipleri olan mü’minler köleci kapitalist düzenle hesaplaşmak, adaletin sancağını yükseltmekle mükelleftir.

Şu dünyada olup biten her türlü zulüm efendi-köle gerilimini beslemek için vâr edilmişse bu zulümlerin temel çelişkilerine yönelen, oradan bütüne ilerleyen bir siyasal kavrayış ve mücadele biçimine ihtiyaç duyma bilinciyle sesimizi yükseltmeliyiz.

Efendiler bilmelidirler ki mülk Allah’ındır, mutlak güç ve kudret sadece O’nundur!

Halkı ezen, yoksullaştıran mekanizmaları işletmek Rableşme iddiasında bulunmaktır, tuğyan etmektir!

Tevhid, Adalet ve Özgürlük şiarıyla hakkı ve adaleti diri tutmaya, mücadeleyi yükseltmeye gayret gösterelim.

Şüphesiz ki Allah adaleti emreder, kötülükten sakındırır.

 

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.saglikilkesen.org)

TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, www.tokad.org)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği, www.ozguryazarlarbirligi.org)

(Topluluk adına, Ahmet Örs, Eğitim İlke-Sen Başkanı)

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

SAMSUNG CSC

Bir yanıt yazın